Son 2 güne geçerken gerçekten buranın değerini bir çok kez daha anlıyoruz. Hiç bitmesini istemiyoruz. Sadece konuşmacıları dinlesek bile düşünceleriniz fikirleriniz ve hayatınız değişiyor ki verdiği motive bile yeter. Boş durmamanın, bir yerden reddedilseniz de devam etmeniz gerektiğini çok anlıyorsunuz. Bugün ki sabah konuşmacısı ise IBM Genel Müdürü Defne Tozan bizimle beraberdi. Microsoft için rakip firma olarak gördüğü IBM’i davet ediyorsa bu bizim içindir. Çünkü bir ara gerçekten çok sıkı bir rakiplerdi. Şuan hala öyle olmasına rağmen IBM Genel Müdürünü çağıran Microsoft’a çok teşekkür ediyoruz. Defne Tozan bize IBM’in artık kişisel bilgisayar pazarından çıkıp, bu bölümü Lenovo’ya satıp , buluta yöneldiklerini anlattı. Herhalde aramızda IBM’in Watson’ınını tanımayan yoktur. Bilmeyenler için Watson bir yapay zekadır ve şuanda belki de en çok gelişme kaydeden yapay zekadır. Defne Tozan bu konulardan bahsederken ileri de doktorlara ihtiyaç kalmayacağından bahsetti. Şoförleri hiç saymıyorum bile. Ülkemizde ne kadar gelişmemiş olmasa da oto pilotların Amerika’da çok gelişmiş. Her tarafta sürücüsüz araçları görebiliyorsunuz. Kullanımı iyi yönde olacağı sürece bence yapay zekalar geleceğimiz için çok güzel olacak. Lakin nasıl kullanacağımıza bağlı.
Sabah konuşması bittikten sonra yarın için bir eleme yapılmak zorundaydı çünkü 100 kişinin 1 günde jürilere sunum yapması zordu. Bu yüzden sabahtan herkes kendi projesi için sunumlarını yapmaya başladı. Sunum sırası için ilk önce alfabetik giderken sonrasında rastgele sunumlar olmaya başladı. Bilin bakalım rastgele seçilirken kim önce çıktı. Tabi ki de ben. Benim için daha iyi oldu aslında. Çünkü diğer arkadaşlarımı izleyip gerginleşmeme gerek kalmadı. Sunumumu yaptım. Yaklaşık 2.5 dakika süremiz vardı. Ben sunumu yaptım. Behice Funda Bussines Canvas Modelinde kullanıcıları nasıl çekeceğini ve gelir modelini de açıklarsın dedi. Böylece artık sonuçların açıklanmasını bekleyecektim. Gerçekten çok güzel fikirler projeler vardı. Tabi bunların hepsi gerçekleştirilmedi ama gerçekleştirilirse çok güzel olacak. Sonuçlar açıklandığında ertesi gün sunum yapacaklara benim de seçilmiş olduğum açıklandı. En son benim adım söylendiğinde biraz gerildim. buradan Hasret Soysal‘a da “Oscar goes to Ömer Sezer” cümlesiyle hatırlayacağım.
Akşam ki konuşma için Özge Ersu geldi. Belki tanıyanınız vardır. Kendisinin gezmediği yer yok. Microsoft’da yarın ki büyük finalden önce kafamızın dağılıp, teknolojide biraz da uzaklaşmamız için böyle bir etkinlik konuşmacı çağırmış. Özge Ersu‘nun 80 dakika da Dünya Turu adlı sunumu gerçektende çok güzeldi. Gezmediği yer kalmayınca anlatacak da çok şeyi oluyor insanın. Örneğin Japonların dövmeli insanları hiç sevmediğini , çok aşağılayıcı gördüklerini. Aynı hamama bile girmediklerini söylediler. 40 dakika şeklinde 2 oturum şeklinde geçti sunum. Özge Ersu‘nun kitapları ve radyo belgeselleri var. Dinlemek isterseniz takip edeblirsiniz.
Bir yanıt yazın